Derince Masaj Salonu Hizmeti Ebru
Derince Masaj Salonu
Derince Masaj Salonu Ralph, gözleri hâlâ gemiye dikili, sabırsız sabırsız kıpırdadı:
“Dağdaki duman var ya.”
Maurice koşarak geldi, denize baktı. Şimdi Simon da,
Domuzcuk da dağa bakıyorlardı. Domuzcuk’un yüzü buruştu.
Simon, canı yanmış gibi bağırdı ansızın:
“Ralph! Ralph!”
Bu öyle bir bağırıştı ki, Ralph hızla döndü.
Telaşlanan Domuzcuk,
“Sizler söyleyin bana” dedi,
“işaretimiz var mı?”
Ralph, önce ufukta yayılan dumana, sonrasında dağa baktı.
“Ralph… Lütfen! İşaretimiz var mı?”
Simon, Ralph’a dokunmak için çekine çekine elini uzattı.
Fakat Ralph, koşmaya başlamıştı. Suları sıçratarak, yüzme
havuzunun sığ kısmından geçti, kızgın beyaz kumları aştı,
hindistancevizi ağaçlarına vardı. Bir saniye sonra, uson zamanların
bıraktığı izi daha şimdiden kaplayan, birbirine girmiş çalıların
içinde kendine yol açmaya çalışıyordu. Önce Simon, sonra
da Maurice, Ralph’ın ardından koştular. Domuzcuk avaz avaz
bağlarırıyordu:
“Ralph! Ne olur… Ralph!”
Derince Masaj Salonu
sonra Domuzcuk da koşmaya başladı. Hindistancevizi
ağaçlarının bulunmuş olduğu sete varınca, Maurice’nin attığı kısa
pantolona ayağı takılıp tökezledi. Dört çocuğun arkasında,
geminin dumanı tatlı tatlı ilerledi ufuk boyunca. Kumsalda
Henry ile Johnny, gene usul usul ağlayan Percival’ın üstüne
kum atıyorlardı. Üçü de hiç mi hiç farkında değildiler bu
heyecanlı durumun.
Ralph, uson zamanların bıraktığı izin ucuna vardığı sırada, koşmaya
yarayacak olan kıymetli soluğunu küfrederek beyhudeharcıyordu. Tırmıklayan sürüngen bitkilerin çıplak bedenini
kıyasıya hırpalamasına, kan içinde olmasına aldırdığı yoktu.
Dağın dik yamacının tam başladığı yere ulaşınca durdu.
Maurice birkaç adım arkasındaydı.
“Domuzcuk’un gözlüğü!” diye bağırdı Ralph. “Eğer ateş
iyice söndüyse, o gözlük gerek bizlere.”
Ralph sustu, durduğu yerde sendeledi. Kumsaldan telaş
içinde koşan Domuzcuk, ta ötelerde göründü. Ralph, bir
ufka baktı, bir de dağa. Acaba gidip Domuzcuk’un gözlüğünü
almak mı gerekiyordu? Yoksa gemi yok olur muydu o zamana
kadar? Tepeye tırmanırlarsa, bir de bakarlardı ki, ateş
tamamıyla sönmüş. Domuzcuk ta uzaklardan yavaş yavaş
yaklaşıyor, vapur de ufuk çizgisinde yok olmak üzere… Ne
yaparlardı o vakit? Büyük gereksinmelerin doruğunda
dengesini bulamayan, kararsızlık içinde can çekişen Ralph
bağırdı:
Son yorumlar